Reviews

Sevdiğin birini yitirince bir yanın onunla beraber kaybolur. Aşk benim yıllardır okumak için doğru günü beklediğim, babamın en sevdiği, gönlünü doldurduğunu ifade ettiği romanlardan biri olmasıyla da yeri ayrıca özel olacak bir kitaptı; daha en baştan belliydi bu. Elif Şafak’a karşı hissettiğim önyargıyı yıkmak bu güne nasipmiş ve iyi ki de yıkmışım; geç oldu ama hiç şüphe yok en doğru zamanda oldu. Mevlana be Şems’in Aşk hikayesini fantastik bir yoldan, farklı ağızlardan dinlemek ve bu hikayenin içinde kendi akışıyla harmanlanan bir başka aşk ve hatta bir çokları. Mevlana ve Şems ile yoğun din kisvesinden arınmış bir hikayede tanışmak benim için bir zevkti; tertemiz bir duygu yoğunluğuyla gönlümde yeni bir kapıyı açtı ve sarıp sarmaladı bir adım daha atabilmek için güç verdi... Bir roman, bir hikaye bunu yapabilir mi derseniz içimize işleyebildiği, çok ağır bir taşı oynatabildiği sürece “elbette”. Şems-i Tebrizi’nin şu sözünü yıllardır okur, duyarım ama hiç bu kadar özel ve anlamlı gelmemişti bana daha önce; 'Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını? Önce diyorsun ki: "Dünyada bir ben varım." Sonra: "Bende bir dünya var." ve en nihayetinde: "Ne dünya var, ne ben varım."












