Emilie Pine

Emilie Pine bu baş döndürücü ilk kitabında hayatında iz bırakan olaylarla konuşuyor; toplum olarak konuşacak dili yeterince geliştiremediğimiz, acı tatlı, gizli kapaklı, aynı zamanda sıradan olaylar bunlar. Kısırlık, alkolik bir ebeveynle ilgilenmek, kadınların bedenleri ve acıları çevresindeki tabular, cinsel şiddet ve kendine şiddet gibi dile getirilmez konuları radikal dürüstlüğüyle anlatıyor, kadınların sessizliğini tercih eden topluma cesaretle isyan ediyor. Bir kadının hikâyesi bu, aynı zamanda tüm kadınların hikâyesi. Kahredici, dokunaklı, bilgelik ve sevinç dolu bir kitap Kendime Notlar.

Kendime Notlar

Irem

“…o bir kızdı ve kızlara sessiz olmaları öğretilirdi, dinlenmeye layık olmadıkları öğretilirdi, dinlenmeye layık olmadıkları öğretilirdi. Bir şeyler -ne olursa- söyleme riskini göze alanlar, küstah veya kibirli olduklarının düşünülmesi riskini de göze almış olurlardı. Bu korkularla doğmuyorlardı. Değersiz oldukları hissiyle doğmuyorlardı. Bunlar öğretiliyordu onlara. Biliyorum çünkü bana da öğretilmişti.”

Bu kitap üzerine uzun uzun anlatmak istediğim çok şey var ama ön bir yorum olarak söyleyebileceğim bu kadar sarsıcı bir dürüstlükle yazılmış yüzleşme kitabına çok nadiren rastlayabilirsiniz. Alkolik ve dağılmış ebeveynlerin evladı olmaktan, anne olamamaya, kayıp gençlikten, gününüz akademik dünyasına, reglden, kısırlığa, menopozdan, cinsel şiddete, yemek bozukluklarına kadar bir kadın olarak hayata kalmaya dair muazzam bir anlatı.

cenk karagören

Çok çok iyi bir kitap. Bir erkeğin ayrıcalıklı konumu yüzünden hayatı boyunca karşılaşmayacağı olumsuz durumları bunlarla kısıtlı bir bağ kurabilen bir erkeği bile dehşete düşürecek şekilde anlatıyor. Türünün önemli olmadığı, sadelikten güç alan taş gibi bir metin. Normalde bu kadar kişisel metinleri sevmem. Bu kadar kişisel ve duygusal metinlerde dilin vıcık vıcık duygusallığa kapılma, anlatının da bir tür acı pornosuna kayma riski var. Ama bu iki unsurun dengesi sağlandığında da ortaya inanılmaz işler çıkıyor. Emilie Pine bu dengeyi kusursuz bir şekilde sağlamış. Kitabında kendi tecrübelerinden yola çıkarak kadın olmanın zorluklarının ülkeden, toplumdan, aileden bağımsız olduğunu gösteriyor. Bu hem iyi hem de kötü bir durum. Kötü yönü malum sorunun büyüklüğü, iyi yönü ise bu dünyada bu sorunlarla mücadele eden tek toplum olmadığımızı görmek. Pine’ın çocuk sahibi olma çabasını anlattığı ikinci bölüm ve regl üzerine yazdıkları favorim. Çevirinin Türkçesi çok iyi. Herkese ısrarla tavsiye ederim. 4.5/5 Bunu beğenenler bunu da beğendi: Talebe – Tara Westover.

Kendime Notlar

Reviews