İnsan Kısım Kısım, Yer Damar Damar
Kozluk, işsizin güçsüzün, çulsuzun uğursuzun, arsızın hırsızın, fakirin fukaranın, itin kopuğun, sefilin baldırı çıplağın yurt tuttuğu bir yer. İstanbul’un biraz ötesinde biraz berisinde, biraz sağında biraz solunda, ama asla ortasında değil! Orada yaşayanların derdi tasası ne Avrupa Birliği, ne dünyayı saran çevre felaketi ne de günü en yüksek değerle açıp en düşük değerle kapayan borsa. Orada kadınlar, kocalarından dert yanar en fazla. Kocalar da karılarından. Gençlerinse ne baştaki hükümetin yanlış kararları ne de küresel ısınmanın sonuçları umurundadır! Onların hayallerini dev alışveriş merkezlerinin ışıltılı dükkânları süsler. Varsa yoksa maçlardan konuşurlar aralarında. Bir de işsizlikten! Çaresizlikten, kimsesizlikten, yalnızlıktan! Olmaz ya, yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle tüm Kozluklu, hani yeryüzünden bir anda kaybolup gitse, belki de yokluklarını fark eden Allahın kulu olmaz. Kozluklu’nun varlığıyla yokluğu bir çünkü. İnsan Kısım Kısım, Yer Damar Damar’la, Hatice Meryem bizi, Kozluklu sıradan bir ailenin evine misafirliğe çağırıyor. Bu; dilli güllü Zümrüt’le dilini yutmayı düşleyen Elmas’ın, pikabına çocukları doldurduğu gibi ailesini pikniğe götüren Cavit’le bir türlü bir baltaya sap olamayan Coşkun’un ve diğerlerinin hikâyesidir.
Reviews
Deniz Erkaradağ@denizerkaradag