BABAMIN HATIRALARIYLA YAKIN TARİH
Hâtırât gelecek zamanlara maziden arz edilen belgeler hükmündedir, Hakikate şahit masala tekziptir. Yalan söyleyen tarihe reddiyedir. Hatıralar, eşya ve hâdiseyi anlama noktasında okurlara farklı bakış açılan verir. Bilinenden bilinmeyene, söylenenden gizlenene, görünenden görünmeyene kapı açar. Okur, hatıralar iklimine girince bir hendeğe düşercesine hakikatin kucağına düşer. Medreseli bir Hoca’nın gözünden 1920’lerden başlayıp 28 Şubat’a kadar uzanan dönemi anlatmaya talip olan bu hâtırâda geçen yüzyıldaki din-devlet ilişkilerini sorgulanmakta, muhatapları ibret alınmaya çagırmakta ve İslâmi özgürce yaşayabilmenin ne büyük bir nimet olduğunu okurlann bakışlanna arz etmektedir. Bize en yakın olması gerekirken en uzak en açık olması gerekirken en kapalı, en malum olması gerekirken en meçhul olan yakın tarihi yaşayan, az bir bölümünü de seleflerinden bizzat dinleyen bir halini aldı hatıralarından ibaret olan bu kitap suallere verilen cevaplarla vücut buldu. En muteber tarihi eserlere de arz edilerek son halini aldı. Eserde müminin Rabbinin huzurundaki haşyetinden ve kâfire karşı heybetinden parıltılar göreceksiniz. Bu cihetle de hâtırât ulemâdaki bu duruşun yeni nesiller için bir hayat tarzına dönüşmesine taliptir. Hâtırâtta bir hocanın hayatını, o hayatı kuşatan maddi-manevi saikleri ve din-devlet ilişkileri zaviyesinden Türkiye Tarihini bulacak mektep sıralarından günümüze bize tarih diye anlatılan pek çok mevzunun esasında masal olduğunu göreceksiniz. Hazırsanız bahane üretmeden, mazeret cümleleri kurmadan ‘Bu şartlarda talebe okumaz.” demeden yüzlerce hafız yetiştiren Kâmil Şenocak hocamızın hatıraları çerçevesinde uzun soluklu bir yakın tarih okumasına buyurunuz.