Reviews

Mario Vargas Llosa'nın "eğer yazdıklarım arasında yangından sadece bir romanımı kurtarmak zorunda kalsaydım onu kurtarırdım” dediği ve yıllardır dilimize çevrilmesini beklediğimiz Katedral'de Sohbet sayesinde uzun bir Peru yolculuğu yaptım, döndüm.
"Acaba Peru tam olarak ne zaman çuvallamıştı?" diye soruyor kitaptaki Santiago - sorunun içinde gizli diğer soru ise "peki ben ne zaman çuvallamıştım, hayatımın hangi anıydı?". Bir burjuva çocuğu olan ve ailesinden farklı bir hayatı seçen Santiago'nun, babasının eski şoförü Ambrosio ile yıllar sonra Katedral adlı tavernada oturup bu sorulara cevap aramak üzere geçmişi deşmelerini okuyoruz.
Llosa, Yeşil Ev'de de yaptığı manyaklığı bu kitabın bazı bölümlerinde de yapıyor: Aynı anda 4 farklı öyküyü anlatıyor, her paragrafta diğer öyküye geçiyor, mekan ve karakterler durmadan değişiyor, dikkatinizi bir an kaybederseniz hikâyeden kopmanız olası. Ama kendisi bize acımış olsa gerek ki bu deliliği bu kez sadece bazı bölümlerde yapmış. Her ne kadar diğer kısımlarda da kitap lineer ilerlemiyor olsa da, Yeşil Ev kadar zorlu da değil asla. Zamanda sürekli ileri geri giderek parçaları birleştiriyor Llosa ve 800 sayfanın sonunda elimize ihtişamlı bir çöküş öyküsü bıraktığını fark ediyoruz.
Teknik olarak çok etkileyici bir kitap, büyük yazarlık böyle bir şey hakikaten. Latin Amerika toplumları ile benzerliklerimiz hep söylenir, burada da aynı şeyi görmek mümkün. Ya ezen ya ezilen tarafta yer almak zorunda kaldığınız, ara pozisyonları benimsemenin imkansızlaştığı bir siyasi ve toplumsal çürüme içinde hayatta kalanları okuyoruz. Ve tabii herkese yayılan bir büyük umutsuzluk hali... (Tanıdık geldi mi?)
Bu kitap Peru'nun Odria diktatörlüğü döneminin değil, baskı altında yaşamak zorunda kalan her toplumun öyküsü bence. Çürümenin toplumun her sosyoekonomik sınıfına yansımasının kaçınılmaz olduğunun öyküsü.
Ben çok sevdim ama benim için yine de bir "Teke Şenliği" olmadı, zira o bambaşka bir şeydi. Ama Santiago, Ambrosio ve özellikle de Don Fermin'le tanışmanızı çok isterim. (O nasıl müthiş çizilmiş, nasıl gerçek bir karakterdir ya!)
Böyle. Llosa'cığım, iyi ki. ❤️