Reviews

gece uyku sersemi bitirdiğim için uzun uzun yazamamıştım, şimdi bir şeyler yazayım. normalde bir yazarın külliyatına ilk kitabıyla başlamayı severim. adım adım ilerlemesini, gelişmesini görmek çok hoşuma gider. bunu orhan pamuk'ta yapamadığım, hatta ilk romanından önce neredeyse tüm romanlarını okuduğum için biraz üzülüyordum. okuyunca bu üzüntü geçti. tabi ki yazdığı başka kitaplara benzemesini bekliyordum ama masumiyet müzesi'yle olan benzerlikler beni hayli şaşırttı, ve çok da hoşuma gitti. bölümler arası geçişler ve karakterleri hem birbirinin gözünden, hem de kendi bakış açılarından anlatmasıyla anna karenina'yı hatırlattı biraz. zaten anna karenina'yı okurken de masumiyet müzesi'ni hatırlamıştım. kıvamında, ve okuması keyifli bir öykünme olmuş. başka, daha somut benzerlikler de bulmuştum ama yazarın sonsözde bu benzerliklerden utandığını anlatması sebebiyle artık onları geçiyorum, çok da önemli değil zaten. her iki romanı okuyan herkes fark edecektir bu benzerlikleri. romanın geçtiği dönemde dünyada ve ülkede yaşanan ve dünyanın kaderini değiştiren nice olayın tüccar bir adamın, ailesinin, oğlunun mühendislik fakültesinden iki arkadaşının "sıradan" hikayelerine yedirip anlatırken, üstelik bunu klasik bir roman hissi vererek yapması; farklı dönemlerle farklı olaylar yaşayan karakterlere aynı ufak detayları denk düşürmesi; ve bütün bunları 22 yaşında yazmaya başlayıp 26 yaşında bitirmesi... evet, kusurları vardı kitabın muhakkak ama gözüm hiçbirini görmüyor. cumhuriyet'in ilk yıllarındaki nişantaşı'na ve ankara'ya ışınlanıp orada birkaç gün geçirmek istiyorum.



