Darağacı Avı
"Yerden üç dört karış yukarıda, az ötede, ağır ağır sallanan ölünün gözlerinin akı iyice çıkmış, bilenmiş, garip bir baskıyla donanmıştı sanki. Koca gövdede canlı kalan tek gözleriydi; biraz Hori’ye, biraz da Miran’a bakıyor gibiydi. Bilinmeyen gerçeklere bakışıyla dokunur gibiydi. Sayısız vedalarla dolu bir bakıştı bu. Kıpırtısız, karşı konamayan süt beyazı bir aka kesmiş parlayan gözler... Ölünün parlayan gözleri ağır ağır kapandı. Asıl şimdi ölmüş gibiydi." Değerli öykücümüz Osman Şahin, Toros köylerinin yaşanmış öykülerini anlatmaya devam ediyor. Şahin, yaşadığı, tanık olduğu olayları, tanıdığı kişileri ölümsüzleştirirken gerçekçiliği, inandırıcılığı elden bırakmıyor. Darağacı Avı, birbirinden çarpıcı öykülere yer veren bir kitap. Kitaba adını veren öykü, düşmanını öldürmekle yetinememiş, onu bir darağacına asarak çürümesini beklemeye durmuş Miran’ın ürpertici dramını konu ediniyor. Şahin, Bamedi köylülerini, sözlü halk anlatım geleneğinin Toroslardaki son temsilcileri olan Bey Analar’ı, onların ağıtlarını ustalıkla taşıyor okura.