Seray Şahiner

Antabus

Bilge Ince

Kitabın başına not düşüp gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilmiştir yazsalar şaşırmazdım. Öyle gerçek öyle can sıkıcı bir hikaye, bir Türkiye’de kadına şiddet ve tecavüz hikayesi... Hepimizin artık malesef aşina olduğu tecavüz dışında kulaklarımızı tıkayıp, görmezden geldiğimi Evlilik İçi Tecavüzü de yüzüme yüzüme çarpan bir roman.

 Siz hiç gazetede, '' Kocası karısına tecavüz etti,'' diye haber okudunuz mu ? Evliyken olan tecavüzü kimse tecavüzden saymaz. Cilve falan sanıyorlar herhal: tecoş! Aaa, ben de kocama laf ettirmem. Ne de olsa nikahlı tecavüzcüm

Leyla köyden kente göçüp kente ayak uyduramayan fakir bir ailenin kızı. Paragöz babası ve amcaları Leyla’yı bir konfeksiyonda işe başlatıyorlar ve başına ne geliyorsa orada bir gence aşık olmasının ardından geliyor. Uğradığı tecavüzün ardından suçlanan ve cezalandırılan kişi kendisi olurken, tecavüzcüsü aileyle anlaşma sağlayarak hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Leylaysa kendisinden yaşça çok büyük bir adamla evlendirilip, bir gün değil her günü tecavüz ve dayakla geçiriyor. Sonrası Leyla için koca bir karanlık... 

Moda Kitap Kulübü ile okuduk biz bu kitabı. Yazarın anlatım dili başta çok rahatsız etse de, sonrasında hoşuma gitti. Bu kadar trajik bir hikayeyi bu kadar kara mizah kullanarak anlatabilmesi de ayrıca kitaba sürüklenmemi sağladı. Hikayeyi Leyla’dan dinliyor gibi hissettim kendimi ve hikayenin içinde bir o yana bir bu yana savruldum. Bir noktada gülümserken, başka bir noktada kalbim sıkıştı.

”Bence bu tecavüz meselesini biraz fazla abartıyorlar. ‘Ay şöyle vahşet, böyle genç kızların hayatını karartıyorlar,’ diye... Görüyorum televizyonda kızları da, yüzlerini kapatmışlar, hüngür hüngür ağlıyorlar. Bu kadar büyütecek, gazetelere sayfa sayfa haber yapacak bir şey yok. Ne var, ben her gün uğruyorum! 
Ne sanıyorsunuz? ‘Kocam beni döver ama yatakta muhabbetimiz yerinde çok şükür,’ diyecek halim yok.”
.
Şimdi sayfayı çevirebilirsiniz

Sine

Akşam "Biraz şimdi okuyayım, biraz da sabah okursam biter" diye başladım; sabaha kalmadan bitti. Seray Şahiner'in en sevdiğim özelliklerinden biri çok akıcı yazması. Dünya üzerinde en ruh karartıcı konulardan birini alıp bu kadar esprili, bu kadar akıcı, ve bu kadar güzel kurguyla anlatması gerçekten takdire şayan.

Kerem

"Roman" demek ne kadar doğru olur bilmiyorum. Daha çok uzun öykü gibi. Bir kadının [Leyla Taşçı] hikayesini iki farklı biçimde yazmış Seray Şahiner. Başka bir deyişle Leyla için iki ayrı kader belirlemiş.
Anlatım [1. tekil şahıs ile] akıcı ve güzel olmuş. Ziyadesiyle kendini okutturuyor. Genç ve fikrimce başarılı bir yazar Şahiner. Umarım hak ettiği ilgi çok geçmeden onu bulur.

Antabus

Reviews