
Reviews

Bu dünyadan bir Larsson geçti. Seriyi o kadar çok sevdim ki bütün nedenlerini tek tek anlatamam burada. Yıllardır neden mesafeli durduğumu sorguladım kendimce. Sanırım kitaba çok önyargılı yaklaştım. Halbuki kitap düz bir polisiyeden daha fazlası. Normalde seri kitaplarda üçüncü kitaba geldiğimde bir bıkkınlık ve sıkılmışlık olurdu bende. Bu seride tam tersi üçüncü kitabı soluksuz okumak istedim, bir yandan da bitince boşluğa düşerim korkusu ile kendimi yavaşlatmaya çalıştım. O kadar ayrıntı, o kadar isim, o kadar olay ustalıkla bağlanmış birbirine. Ayrıca belirtmem gerekir ki Lisbeth en sevdiğim kitap karakteri oldu.

Muazzam bir üçlemeydi. İkinci kitap zaten çok keskin bir noktada sonlanmıştı, o yüzden hiç ara vermeden bu kitapla devam ettim. Yine ana konu Lisbeth Salander'in geçmişi ve önüne çıktığı mahkeme. Ancak olaylar sosyal ve politik konularda o kadar hassas detaylarla bir arada akıyor ki, sıradan bir polisiye kitabından tamamen ayrılıyor. Kitap oldukça hacimli, o yüzden - yazar her kitapta olduğu gibi- girişten itibaren karakterlerin ve olayların detaylı anlatımları var. Zaman zaman, bu kadar ayrıntıya gerek var mı acaba diye düşünebilirsiniz ancak hikayenin içine dalabilme sebebiniz de aslında o ayrıntılara sahip olmanız. Çok beğendim. Polisiye okumaktan keyif alıyorsanız, mutlaka okumalısınız.



