Cağaloğlu’nda Bir Yayıncı Portresi: Ebubekir Erdem
Narman’dan İstanbul’a uzanan sakin, mütebessim ve bereketli bir hayat… Bir insanı tanımak ve anlamak öncelikle onun yetiştiği toprağı bilmekle başlar ya Ebubekir Bey’in hikâyesi de onun doğumunun öncesinde başlar. Sonra çocukluk kaygılarının yerini gençlik telaşları, heyecanları ve idealleri alır. Önce Erzurum’dan İstanbul’a gelip İTÜ’lü olma ideali, bu yolda kararlı ve azimli bir yol alış; sonra daha büyük idealler. İstanbul’da Hareket dergisi ile tanışıp Nurettin Topçu’nun “gösterişsiz ve nümayişsiz maden işçileri”nden biri olur ve bu kez toplum için bir idealiste dönüşür. İdealleri canlı ve diri tutmak için ticarete atılma, şehir şehir dolaşma, yayıncılık, dağıtımcılık, kitapevleri, dostluklar, hayaller, hayal kırıklıkları, aile, sanat, siyaset, insan olma hâlleri… Ama hep fikir, hep kitap… Bunlarla örülü bir hayat, 68 kuşağından biri, “gösterişsiz ve nümayişsiz”… Ebubekir Erdem’in hayatını yer yer otobiyografik yer yer biyografik özelliklerle anlatan bu kitap, bir yayıncının hayatını anlatmanın ötesinde 1950’li yıllardan 2000’li yıllara kadar uzanan tarihsel süreçte Türkiye’nin sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi ve düşünce hayatına anlamlı bir ışık tutuyor. Fikir hareketlerinin ayakta kalmak, fikrin devamını ve gelişimini sağlamak için arka planda sosyoekonomik gerçekler karşısında nasıl mücadele verdiğini anlatarak fikir hareketlerinin farklı açılardan değerlendirilmesine zemin hazırlıyor. Davam dediği “Hareket”in ayakta kalması için kazma-kürek işleriyle uğraştığını ifade eden Ebubekir Bey, bu kez kalemi eline aldı, biz de kelamını okura sunuyoruz.