Reviews

Bu sene çok konuşulan bu kitapla ilgili beklentim çok yüksekti ve maalesef kendisi beni üzdü. Bana sorarsanız yazar elindeki müthiş malzemenin hakkını verememiş; hayatta kaç kişi Borges’le 1 hafta bir araba yolculuğu yapma şansına erişmiştir ki, oradan bu mu çıkmış çıka çıka? Amerikan edebiyatının kronik sorunu olan dil yavanlığı bu kitapta da mevcut. Borges gibi bir dil sihirbazı üzerine yazarken insan azıcık çabalayıp bir üslup devşirmeye çalışmaz mı ya? Bilemiyorum, Amerikalıların edebiyat üretmesi yasaklansın deme noktasına doğru ilerliyorum yeminle. Ben olsam kitabın yarısını çıkarır, çıkardığım yer kadar da başka şeyler eklerdim. Parini’nin kendisiyle ilgili konuştuğu kısımlardan hiç hoşlanmadım; Borges’i tanımıyor olması bir yana, kafa karışıklıklarını okumak da epey sıkıcıydı. Borges’li kısımlar her şeye rağmen lezzetliydi ama son sözde açıkladığı üzere o cümleleri de gerçek konuşmalardan değil, büyük ölçüde okuduğu Borges kitaplarından almış yazar. Eh o zaman bu da gerçek bir hikayeden çok Borges’le yapılan bir seyahatin ve diyaloğun hayaline / kurgusuna dönüşmüş oluyor. Benim gibi Borges fanatiklerinin sinir olacağını ama Borges’i çok tanımayanların keyif alacağını tahmin ediyorum bu kitaptan. Böyle.