Reviews

Paris aristokrasisi ve metresler. Her beyfendinin en az bir metresi var. Çok kanıksanan bir aile yaşantısı haline gelmiş durumda. Paris'in en revaçta olan, en tanınan ve en güzel kapaması, metresi, yosması, fahişesi Marguerite Gautier'dir. Kitabın ana karekteri de kıza vurulmuştur ancak bir ilişkisi olmamışıtr. Verem sebebiyle çok erken yaşta ölen kadının eşyalarının mezatında satın aldığı kitabı Margueite'ye hediye eden adam ile tanışıyor. Bu kişi ile Marguerite arasındaki yoğun aşkı anlatıyor ve yazıya döküyorlar. Kadın, evet, bir fahişe olabilir. Ama yazarın kendisine çok saygı duyuyor. Fahişe de olsa kadının içindeki insanlığı ve sevgiyi görüyor ve yaşadığı ihtiraslı aşkı anlatıyor. Dostoyevski kitaplarındaki önemli karakterlerde kendi kişiliğini ve tecrübelerini, geçmişini, deneyimlerini yansıtır. Dumas'da da benzer bir durum görüyoruz. Dumas, kendi gençliğinde Maria Duplassis adlı fahişeye düşkün oluyor. Babası İspanya'Ya kaçırıyor oğlunu. Maria çok hareketli gece hayatı, sürekli değişen sevgililer, kontlar, düklerle geçimini sağlıyordu. 23 yaşında veremden ölüyor. Eşyaları mezatta satılıyor. Ölümünden beş sene sonra Dumas, bir kont ile beraber Maria'nın mezarını Kont'un yaptırdığı güzel bir yere taşıyorlar. Guiseppe Verdi; La Traviata