Bin Muhtesem Günes

Bin Muhtesem Günes

Deep cut – we couldn't find a description for this book.

Sign up to use

Reviews

Photo of Sine
Sine@sinelit
2 stars
Mar 18, 2022

ince ince spoiler'lar işleyebilirim review'a, hiçbir şey bilmek istemeyen bakmasın. kitabı lisedeyken filan okumuş olmayı istedim. bazı kitaplar için çok geç kalabiliyorsunuz. kadınlarla ilgili kitabın anafikri/anafikirleri, lisedeki bir genç kız için çığır açıcı olabilir. ama bu yaşta olmuyor işte. lisedeyken kumral ada~mavi tuna'yı okumuş, bayılmış, kitap sohbeti ettiğim herkese tavsiye etme maratonuna başlamıştım. ilk birkaç yıl çok iyi meyveler verdi bu maraton. üniversitenin son yıllarında bir arkadaşım, beğenmediğini söyledi. şok olmuş ve biraz da alınmıştım. yüksek lisans döneminde okuma şansım oldu. hakikaten, o kadar güzel değildi sanki? bu sefer kendime de alındım. :) ama bu böyle. daha iyisini okuyunca, daha az iyinin her kusuru göze batıyor. bin muhteşem güneş'i 2008'deki izmir tüyap kitap fuarında almışım. önüne attığım tarihten anladım, hatırladığımdan değil. altı sene olunca, kitabın sayfaları babamın kitaplığından bir kitapmış gibi sararmaya başlayınca, ve burada da alıp okumadıklarım temalı bir liste yapınca içlerinden bunu seçip başladım. keşke o zaman okusaymışım. önce eksilerinden başlayayım: 1. çok rahatsız edici bir cinsiyetçilik var. annemiz okusa rahatsız olmayabilir ama bu kadar bilince de insan kaldıramıyor. iki ayrı karakterin ilk burka giyişlerinde ne kadar rahatsız olduklarının akabinde aslında içten içe bunu giyince bazı yönlerden de rahatladıklarını okuyoruz. elbette 1970-2000 arasında geçen bir romanda, orada yetişip burkasız büyüyüp sonra bunu giymek mecburiyetinde kalan ve belli zorluklar yaşadığı için bu peçenin arkasında kalınca rahatlamış hissedebilir kadınlar, ama bunu günümüzde yazarken, yazarın bunu onaylamadığını da inceden hissettirmesi lazım. kadınla beraber rahatlaması değil. kocası onu eve başka erkekler gelince odasına gönderen ve erkeklerle bir araya getirmeyen kadının, öyle bir adam tarafından da yetiştirilmemiş olduğunu özellikle hesaba katarsak, "erkeğini sevmese de bu hareketinden içten içe hoşlandığını, onun kendisini namusu olarak görmesinin güzel bir şey olduğunu" da düşünmeyiversin karakterimiz. dediğim gibi, küçük yaşta evlendirilen bir karakter yetiştirilme koşullarıyla çok farklı bir evlilik yaşarken kendini böyle telkin etmez, bu inandırıcı değil; etse bile yazarın bunu onaylamayan bir dille anlatması şart. kitabın bir best-seller olduğunu ve okurun tümünün bilinçli olmadığını hesaba katarsak, bu bugüne kadar yaşadığımız ve en düzgün koşullarda ve çok daha düzgün ve modern bir ülkede yetiştirildiğimiz halde bizim bile günde bin kere karşılaştığımız cinsiyetçiliğin yeniden üretilmesinden başka bir şey değil. 2. çeviri berbat. ber-bat. ve berbat olmasının en büyük sebebi, afgan asıllı yazarın amerika'da ingilizce yazdığı kitabında, amerikalı ve bilimum batılı okurun yabancısı olduğu kelimeleri, bunları tam karşılamayan ingilizce karşılığında yazmak yerine okura o ambiansı yaşatmak ve kültürü tanıtmak adına italık yazmayı tercih ederek şık bir harekette bulunurken; sayın tercümanın biz türk okurun bu kavramların çoğuna aşina olduğumuzu ve hatta günlük hayatta yüzlerce kez kullandığımızı unutmuş olması. sofra, selam, leğen, mantı gibi kelimelerin çok garip, yabancı bir şeymiş gibi italik yapılmasına gerek yok. çevirmen boşa zahmet etmiş. hele ramazan bayramına "eid" diyip, "eid mübarek"i "bayramınız mübarek olsun" demek yerine olduğu gibi bırakması gerçek bir rezalet. 3. kurgu genel hatlarıyla iyi ve karakterler tutarlı yazılmış, ama bazı yerlerde hatalar var. (view spoiler)[ beni en sinir eden raşit'i gömmek yerine meryem'in şak diye teslim olmasıydı. televizyonu gömüyorsunuz? elbette bir cesete denk değil ama orda da taliban korkusu var? tam olarak ikna olmadım orada. en azından teklif edilip, niye olmayacağı açıklanabilirdi. (hide spoiler)] iyi yanları da yok değil elbette. ne olursa olsun yüreğe dokunan bir hikaye var ortada. okumaya değer ama okumasanız da çok kaybınız olacak bir roman değil ne yazık ki. duygusal ve laik annelere hediye edilebilir dkhfjdfg. yazarın iki kitabından birini seçmem gerekse, uçurtma avcısı'nı tercih ederdim. kadınlar üzerine olmasına rağmen bu, uçurtma avcısı'ndan daha uzak geldi bana. sürekli arka planda değişen rejimlerden ve savaştan da kaynaklanıyor olabilir. p.s. bir kadın okur olarak islam etkisindeki ülkelerde kadın olmak üzerine bir şeyler okumak/izlemek istiyorsanız bence persepolis katbekat başarılı ve doğru bir tercih olur.

Photo of Ayşegül Pembeci
Ayşegül Pembeci@ayspem
4 stars
Mar 16, 2022
Photo of Irem
Irem@merixien
3 stars
Mar 10, 2022
Photo of Ozan Onder
Ozan Onder@ozanonder
5 stars
Mar 4, 2022