Küreselleşmenin Krizi
'Küreselleşme', insanlığın refah, adalet ve barış çağı olarak ilan edilmişti. Peki, aradan geçen yıllarda 'küreselleşme' nasıl bir seyir izledi? Pek çok akademisyenin saptadığına göre, 'küreselleşme', 2000'li yılların başında bir kriz aşamasına girmişti. Bu geçici bir kriz olmadığı gibi, şu ya da bu uygulamadan değil, küreselleşme sürecinin kendisinden kaynaklanıyordu ve küreselleşmecilerin bu zorlukları aşabileceklerine dair bir belirti de yoktu. Bu olgulardan bazı sonuçlar çıkarılıyordu: Küreselleşme sadece adaletsiz değil aynı zamanda sürdürülemez de olabilirdi. Pek çok kişi yeni olayların küreselleşmenin sonunu yakınlaştırdığını düşünürken bazıları küreselleşmenin aslında hiç var olmadığını öne sürüyordu... Gerçek ne olursa olsun, küresel adalet ve barış hareketleri, tarihin yeni bir safhasıyla karşı karşıyaydı ve kendilerini bekleyen görevlerin derin bir analizini yapmalıydılar. Kendileri de küreselleşme karşıtı hareketler içinde yer alan bir grup yazar, bu ihtiyacı gözeterek, bugün dünyada neler olup bittiğini inceden inceye tahlil etmek, 'küreselleşme' diye bir şeyin olup olmadığını, neden ve ne ölçüde başarısızlığa uğradığını, sonuçlarının neler olduğunu, bu sürecin nereye doğru evrildiğini ve bütün bunların küresel adalet arayanlar için ne gibi olanaklar ve zorluklar sunduğunu ortaya koymak üzere bu kitabı oluşturdular: Deneyimlerden beslenen özgüvenli bir değişim hareketinin sesi olmak için...