
Reviews

nie rozumiesz jak bardzo kocham tę książkę

bu kitabı okumayı çok bekledim. henüz adı bile belli değilken. ve sonra kitap ortaya çıktığında neden bu isim diye düşündüm çünkü tahmin edilebilir olabileceği kadar hoş bir sürpriz gibiydi. ama yazarın neden bu ismi seçtiğini anlıyorum. "dünyanın sularına dalmak" bence onlara çok uygun bu. serinin ilk kitabında çok gençtiler. on beş. on altı. büyümek çirkindi. evrende eğreti olduklarını biliyorlardı. yine de bir yanlarıyla hala her şeye çok aitlerdi. değil mi. ama bu kitap büyümenin daha çirkin yanıydı. daha derindi. daha boğucu tarafını göstermek için yazılmıştı. bu yüzden neden ilkinde bulduğum atmosferi bulamayacağımı en başından kabullendim. artık gökyüzüne o kadar çok bakamayacaktık. yine de dünyanın suları hep bizimdi. her zaman merak ettiğim iki şey oldu. deniz ve gökyüzü. ikisi de bilinmezliklerle dolu, ikisi de büyüleyici. ikisi de göğsümü ölçüsüzce genişletiyor, beni derin bir nefes almaya teşvik ediyor. ikisine de hayranım. tıpkı diğer birçok insan gibi. ama bu ikisinin arasında bir şey farklı. insanlar dünyanın sularına baktıklarında hayranlıkları ölçüsünce çekinirler ondan. gökyüzüne bakmak böyle değildir. evren ona baktığında büyüler. karşısında küçücük hissetmek bile sorun değildir. çünkü ona dahil olduğunu hissedersin. yine de kucaklayıcı. ama bir okyanus hiçbir zaman bunu vermez sana. ondan korkarsın. çünkü seni yutabilir. gençlik biraz böyledir. içinde bir tayfunla gezmek gibi. yine de bununla baş edebilirsen, gerçekten yapabilirsen okyanusu ve gençliğini ne kadar sevebileceğini göreceksin. bence bu ölçüsüz. ikisini de aklımdan geçirmek dahi beni mutlu ediyor ve ağlatıyor. çünkü ne zaman denize baksam ondan gelmiş gibi özlem duyuyorum ona. benim için ikisini de kabullenmek hiç zor değil. bu seriyi bu yüzden seviyorum. evrene nasıl bakması gerektiğini öğrenen bu çocukları bu yüzden seviyorum. kalbimde bir yerleri var. ikinci kitabın ilki kadar iyi olmadığı bana çok söylendi. onlara katılmak zorundayım. sanırım yazar bile farkında, son yazdığı cümleleri okudum. tekrar döngüsüyle aynı metaforların izinden gitmek ve hikaye gidişatı için yeterince iyi bir sürücü gibi davrananamak sorunlarıydı. belki de yazarken zorlanıyor olduğunu ifade etmesi sebebini söyler. sosyal meselelerin kitabı çok boğduğu ifade edildi ama bu bana sorun gibi hissettirmedi. tıpkı bazı insanlar bazı konularda çok duyarlı olduğu gibi bazı karakterler de bu duyarlılığı hikâyesine yansıtır. ve aids pandemisinden ölenler önemliydi. ari bunu önemsediği için gurur duydum. yine de söylenileni çarpıtarak farklı bir şey algıladığım düşünülebilir. konunun kitap boyunca bu kadar ön planda olması şaşırtıcı gelmişse bunu anlayabilirim. söylemek istediğim bunun benim için sorun olmadığı, eğer başkası için öyleyse anlarım. en sonunda ise tek söyleyebileceğim, bu iki çocuğu o kadar çok seviyorum ki görmezden gelebileceğim şeyler dahi olduğunu biliyorum ve bu cümleleri bunu bilerek kuruyorum. sevdiğim şeylere ne kadar bağlı olduğum beni tanıyanlar için bilinen bir şeydir. ama yine de sadece bu gerçek olduğu kadar gerçekçi olmayan hikâye için çok teşekkür etmek istiyorum. bu kadar. onlar hayatımda olmasını isteyeceğim kadar iyiydi. evrenin bana iyilik olsun diye göndermesini isteyeceğim kadar güzel ve tatlı çocuklar.

