Reviews

Adını duymayanımız yok elbette. Hatta çocukken okumayanımız da azdır. Ancak çocukken okunan haliyle bıraktığımızda aslında neler kaçırdığımızı fark etmek için mutlaka yetişkin halimizle okumamız gereken bir klasik. Her iki dönemde okunduğunda da verdiği keyif yüksek olmakla birlikte büyüdüğümüz zaman okuduğumuzda eserin de ne denli büyüdüğüne, okuyan hemen herkes katılacaktır diye düşünüyorum. Gulliver’in dört ayrı bölümde anlattığı gezilerinde karşılaştığı ütopik ve distopik toplumlarla hem o günün, hem bugünün insanlığına; dili ile yumuşak, içeriği ile keskin eleştirileri var. Felsefe, siyaset, bilim, sanat, kültür ama hepsinin toplamında özellikle ahlak odağında eleştiriler, düşünceler… Bundan 300 yıl öncesinin eleştirilerinin bugünkü geçerlilikleri, insan sabiti* üzerine bir sağlam tuğla daha koyarken, o çocukken okuduğumuz halinde yaşadığımız hayalperestliği, o leziz kurguyu yine bu yaşa da taşıyabiliyor. İnsanın en alışılageldik ve bu nedenle kıymetini bilemediği zenginliklerini de, ve yine alışılagelmiş olması nedeniyle en acımasız duygu ve davranışlarının saçmalığını da okurunun yüzüne yüzüne çarpıyor. Bunu da bol hicivle; düşündüre, eğlendire yapıyor. Küçükken bu keyfi kaçırdıysanız bile büyüdüğünüzde bu zihni sakın pas geçmeyin derim. *https://medium.com/@yigitak/i̇nsan-sa...