
Reviews

“Hepimizin üzerimizde ikinci bir tem gibi taşıdığımız, adına bencillik denen şeyden yoksun kişi henüz anasından doğmadı, o ikinci ten öylesine kalındır ki, birinci tenimiz bir evet yada hayır yüzünden hemen kanarken ona hiçbir şey olmaz.” Öyle can sıkıcı bir kitap ki, okurken tahminleriniz çıkmaması için dua ediyorsunuz, bir yandan bunu tahmin ettiğiniz için nasıl pis bir toplumda yaşadığınız için öfkeleniyorsunuz, ardından kitapta tahmininiz gerçekleşince yazarla kurguda bitiştiğiniz için kendinizi galip sayıyor, sonra ikiniz de insanlıktan bu kadar umudu kestiği için üzülüyorsunuz. Beni bu kitabı olurlen hayrete düşüren en büyük şey, hayrete düşmememdi. Halbuki insanın kendini bir hayvandan üstün tutmasını sağlayan tüm o ‘medeniyet’ duvarlarının nasıl yıkıldığını, ölüm ve yaşamdan başka sahip olabildiğimiz bir şey olmadığını, hatta ona bile sahip olmadığımızını anlatan muazzam bir yapıt. Metnin içinde zenginlik, özel mülk, kadınlık, erkeklik gibi bugün hala tartışmaya devam ettiğimiz pek çok mesele de incelikle irdeleniyor.

** spoiler alert ** Son yıllarda okuduğum en iyi kitaplardan biri oldu, öncelikle dili, akıcılığı ve “garip” konusu sizi öyle bir sarıyor ki kitabı okurken kendinizi sahnelerin bir parçası, o anı gerçekten yaşıyor gibi hissediyorsunuz. Konusuna gelince aniden çıkan, istenmeyen ve kötü durumlarda insanların kalbinden çıkan, vahşet-şefkat, iyilik-kötülük yansımalarını görüyoruz. Nerede ne zaman yaşadığını bilmediğimiz ve aniden kör olan insanlarla umudumuzu yitirip, aniden ve yeniden görmeye başladıklarında umudumuza kavuşuyoruz.

Hem bu kadar sinematografik hem de yazarın bahsettiği o 'beyaz karanlik' halini bu derece anlayabilmek çok etkileyici bir okuma deneyimiydi. Saramago'nun diyalog kurma biçimlerine önceki kitaplarindan alışık olsam da karakterlerin isimlerinin bile olmadığı bu kitapta o yok olmuslugu bir de bu açıdan okumanın beni zorladigini soyleyebilirim. (Yine de muazzamdi) Otoriteyi odak olarak almayan bir distopya olması toplumsal kural adını verdiğimiz ve hemfikir olduğumuz, üstüne bunun nedeni ne diye dusunmedigimiz yığınla şeyin de aslinda ne denli kırılgan olduğunu net bir gerçeklikle iletiyor okuyana. Verdiği hissiyatı ve mesajları altını cize çize okudum. Daha çok döner okurum, düşünmek icin. Kesinlikle tavsiye ediyorum. "Felaket herkesin başına aynı anda çöktüğünde bile bazı insanlar ötekilerden her zaman daha kötü koşullarda yaşar" "...çünkü uyuyan bir kör ile gözlerini açmış olması hiçbir işe yaramayan bir kör arasında çok büyük fark vardır."

Sayfayı değiştirdiğimde gördüğümden emin olmak için ellerimi satırlar üzerinde dolaştırırken buldum kendimi. Görüyoruz fakat ne gördüğümüzü biliyor muyuz?



















