Muhafazakar Düşünce Dergisi 9-10 Sayılar Avrupa ve Türkiye’de Muhafazakârlık
Muhafazakârlık, modern dünyanın ana siyasi ve kültürel akımlarından biri olmakla beraber, özellikle Türkiye’de bu ağırlığı ölçüsünde fikri bir ilgiye mazhar olamamıştır. Türkiye’de, bilhassa çok partili hayata geçildiği dönemlerde siyasi olarak muhafazakâr partiler iktidarda olsa da, bu muhafazakâr düşüncenin ve üslubun gelişmesi manasına gelmemiştir. Muhafazakârlık, Fransız Devrimi sonrasında devrimin ve devletin yok ettiği geleneksel otorite ve geleneksel özgürlükleri koruma kaygısıyla ortaya çıkmıştır. Fransız Devriminin idealleri ve devrim anlayışı dünyada yayıldıkça, muhafazakârlık da yayılmış ve farklı renkler kazanmıştır. Osmanlı Devleti’nde de Fransız Devrimini etkisiyle eşitsiz ve hiyerarşik bir imtiyaz sistemi olan milletler nizamından eşitlik temelinde bir hukuk nizamına geçme istikametindeki 1856 Islahat Fermanına karşı, eşitlik prensibinin “kaide-i tedric” ile uygulanmasını isteyenlerin tepkisini dile getiren Cevdet Paşa ile muhafazakârlığın ortaya çıkışından bahsedilebilir. Ancak muhafazakârlık açısından kopuş sayılabilecek asıl tarihsel dönem, Cumhuriyet sonrasında yaşanan siyasi değişim ve dönüşümde belirginleşir. Cumhuriyet sonrasında, Tanzimat’tan beri devam edegelen ikili yapı ortadan kaldırılarak geleneksel otorite ve geleneksel özgürlükler kesin olarak bertaraf etmiştir.