Krizdeki Birlik: Euro Bölgesinin Borç Sarmalı ve AB'nin Geleceği

Krizdeki Birlik: Euro Bölgesinin Borç Sarmalı ve AB'nin Geleceği

21. yüzyılın ilk on yılı Avrupa bütünleşmesi açısından tarihsel dönüşümün yaşandığı bir dönem olmuştur. İlk olarak yüzyılın başında yeni bir para birimini hayata geçiren Birlik, 2004 yılında tarihinin en büyük genişlemesini gerçekleştirerek küresel ölçekte bir güce dönüşme yönünde önemli adımlar atmıştır. Ancak bu hamleler birtakım zaafları da beraberinde getirmiştir. Günümüzde AB bütünleşmesi ve AB’nin en ‘başarısı’ Euro derin bir kriz yaşamaktadır. Bu krizin değişik boyutları olmakla birlikte en çarpıcı yönlerinin başında borç buhranı gelmektedir. USAK AB Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan bu raporun amacı ‘AB tarihini en ağır ekonomik krizine’ ilişkin süreci analiz etmek, AB üyesi ülkelerin içine düştüğü devasa borç sarmalı hakkında bilgi vermek ve AB’yi nasıl bir geleceğin beklediğine ilişkin öngörülerde bulunmaktır. Raporun temel argümanı şudur ki, Euro bölgesi eğer kapsamlı tedbirler alınmazsa uzun ömürlü olamayacaktır. Bu durumda ise hem AB bütünleşmesinin geleceği hem de AB’nin küresel sistemdeki konumu büyük ölçüde değişebilecektir. Şüphesiz bu gelişme, AB üyesi olmak isteyen Türkiye’yi de çok yakından ilgilenmektedir. Bu kapsamda, Euro Bölgesinin geleceğine ilişkin üç muhtemel senaryo ön plana çıkmaktadır: 1. Euro Bölgesinin geleceğine ilişkin birinci senaryo ‘dağılmadır’. 2. Euro Bölgesinin geleceğine ilişkin ikinci senaryo ‘yeniden yapılanmadır’. 3. Euro Bölgesinin geleceğine ilişkin üçüncü senaryo ‘ yeniden şekillenmedir’. Euro Bölgesinin geleceğin nasıl şekilleneceği cevabı birçok değişkene bağlı bir denklem gibidir. Uluslararası sistem, üye ülkelerin ekonomik imkân/kısıtları ve politika yapıcıların ‘politik girişimciliği’ bu denklemin en belirleyici üç parametresini oluşturmaktadır. Ancak, mevcut konjonktür dikkate alındığında üçüncü senaryo gerçekleşmesi en muhtemel senaryo olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira politika yapıcılar açısından en arzulanır, reel politik açısından ise en uygulanabilir senaryo ‘yeniden şekillenmedir.’ Şüphesiz bu senaryonun optimum çözüm olup olmadığı tartışma konusudur. Ayrıca Avrupa bütünleşmesinin geleceği ve ‘çok vitesli Avrupa’ tartışmalarını ete kemiğe büründürmesi açısından da üçüncü senaryo en az diğerleri kadar önemli sonuçlar doğuracaktır.
Sign up to use