Reviews

Bu kitap benim Sevgi Soysal ile tanışma kitabım oldu. Açıkcası yazım tarzını çok sevdim. 1970'ler Ankara'sında, Yenişehir'de artık artık yaşlanıp içten çürüyen bir kavak ağacının devrilme süreci ekseninde pek çok karakter ile dönemin Türkiye'sine dokunuyor. Benim en çok sevdiğim şey birbirinden bağımsız karakterleri, görünmez iplerle birbirine bağlayıp çok geniş bir hikaye anlatmasıydı. Daha doğrusukitabın ilk bölümü böyle ilerliyor. İkinci bölümdeyse odak Ali, Olcay ve Doğan üçlüsüne kayıyor. Benim kitapta biraz sıkıldığım bölüm de burası oldu. Zira ali karakteri - tabii ki de dönem şartları göz önüne alındığında haklı olsa da- o kadar didaktik ve idealize edilmiş bir karakter ki romandaki diğer sıradan insanlar ile uyumlu göremiyor insan. O yüzden de biraz ayrıksı bir tad bırakıyor. Ali'nin bütün bu kalıplaştırılmış haline karşın, Doğan ve Olcay'ın iki kardeş olarak gerilimleri, özellikle de Doğan üzerindeki anne baskısının irdelenişi ve Olcay'ın her iki sınıfa da dahil olmakta sıkıntılarıyla gelen özeleştirileri ikinci bölümün en güzel yanlarıydı benim için. Tante Rosa ve Yürümek kitaplarını da okumayı istiyorum.










